S.A.
Üstad'dan Aşk (N. Fazıl'dan)
Tam otuz yıl saatim işlemiş be durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
Diyorlar Bana, kalsın şiirde sözde yerde , Sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde.
Anladım işi; San'at ALLAH'ı aramakmış, Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış.
Zehirle pişmiş aşı yemeye kimler gelir? Dilsizce, yalnız ALLAH (C.C.) demeye kimler gelir?
Seni aramam için beni uzağa attın, Alemi benim, beni Kendin için yarattın.
Tel tel iplik iplikte dikseler ağzımı, Tek ses duysalar; ALLAH (C.C.) yoklayanlar nabzımı.
Tutuşturanlar, lûgat kitabını elime, Bilsin; ALLAH'tan (C.C.) başka bilmiyorum kelime.
Ellerime uzanan dudakları tepeyim, ALLAH (C.C.) diyen gel seni ayağından öpeyim.
Ne var ki pazarlığa girişecek ecelle, sermayem tek kelime ALLAH (C.C.) Azze ve Celle.
Güzel ALLAH'ım (C.C.), Senden ne gelecekse gelsin, Sen ki Rahmetinle de Kahrınla da güzelsin.
Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık, Anlaki yok ALLAH'tan (C.C.) başkasıyla yakınlık.
Kudret O'nun, gayrında ne mecal var ne tüvan, Alim ilmine yansın, pazusuna pehlivan.
Rabbim, Rabbim, bu işin bildim neymiş türkçesi, Senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi.
Neye baksam aynı şey neyi görsem aynı şey, Olan Sensin, hey gidi hakikat Sultanı hey.
Bu yük Senden ALLAH'ım (C.C.), çekeceğim naçarım, Senden Sana sığınır, Senden Sana kaçarım.
"ALLAH C.C. bir" demektense ecel teri dökerken, Ölüversem, beklenmez bir anda "ALLAH C.C. bir" derken.
Sana şah damarından daha da yakın ALLAH (C.C.), Günah mı dedin, Ondan uzağa düşmek günah.
Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, Affet Senden habersiz aldığım her nefesten.
ALLAH (C.C.) dostunu gördüm bundan altı yıl evvel, Bir akşamdı ki, zaman donacak kadar güzel,
Bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız, Ruhuma, büyük temel çivisi çaktınız.
Düşünüyorum O'ndan evvel zaman varmıydı? Hakikatler boşluğa bakan aynalarmıydı?
O ALLAH'ın (C.C.) emriyle kâinat Efendisi (SAV), Varlığın tacı, varlık nurunun ta kendisi.
Müjdecim, kurtarıcım, Efendim, Peygamberim, Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim.
Gözüm, aklım, fikrim var deme, hepsini öldür, Sana göl gibi gelen, O göl diyorsa göldür.
Eklense de başıma dünyada kaç baş varsa, Başım onlarım hepsi içinsecdeye varsa.
O yüz, her hattı tevhid kaleminden bir satır, O yüz ki göz değince ALLAH'ı (C.C.) hatırlatır.
Sual: Ey veli, insan nasıl olmalı söyle, Cevap: son anda nasıl olacaksa, hep öyle.
Biri aşk, biri nefret, bizim kanadımız çift, Ateş saçmalı ki Nûr, erisin kapkara zift.
Büyük Randevu, bilsem nerede saat kaçta, Tabutumun tahtası bilsem hangi ağaçta.
Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir, mezarda geçer akça, neyse onu biriktir.
Dostlarım ev, eşyamdı, birbir gitti diyorum, Artık boş odalarda ölümü bekliyorum.
Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm, Gözümde son marifet, Azrail'e (A.S.) tebessüm.
Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var, Oh ne güzel bayramda tahta ata binmek var.
O demde ki perdeler kalkar, perdeler iner, Azrail'e (A.S.) "hoş geldin" diyebilmekte hüner.
Öleceğiz, müjdeler olsun, müjdeler olsun, Ölümüde öldüren Rabb'e secdeler olsun.
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber, Hiç güzel olmasaydı, ölürmüydü Peygamber (SAV) ?
Derleme Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
~ Anonim Olarak Yorum Yapabilirsiniz
~ Yorumlarınız Onaylandıkdan Sonra Gösterilir